Merhaba!
Ben Hakan Şık. Bedava Fikir adlı Podcast Serisi’nin yapımcısıyım.
Bedava Fikir, bir kişisel farkındalık platformu. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi ve pazarlamaya dokunan bir çok farklı konuyu barındırıyor.
Yıllar önce ilk duyduğumda beni çok etkileyen ve sonrasında hayatımda önemli yeri olan bir söz var: “Bedava peynir sadece fare kapanında olur.” Bedava Fikir’in iki çıkış noktasından biri bu: “Bir şeyin bedava olması mümkün mü?” fikri. Ama aslında bedava bir illüzyon. Benim ürettiğim içerik için dinleyen herhangi bir ücret ödemiyor olabilir, ama karşılığında zamanını ve dikkatini veriyor. Ve bunlar bedava değil, belki de dinleyenin en önemli varlıkları. Buradaki ikilemi podcast’in adına da taşımak istedim.
İkinci çıkış noktası ise fikir. 10 yıldan fazla süredir pazarlama alanında 100’den fazla global ve yerel bir markayla çalışmış biri olarak fikrin önemi üzerine çok kafa yordum. Özellikle büyük reklam ajanslarında çalıştığım dönemlerde gördüm ki reklam dünyası bu konuda ikiye ayrılıyor; fikrin çok önemli olduğuna inananlar ve fikrin neredeyse hiçbir önemi olmadığını düşünenler.
Fikir çok önemli, çünkü markanın ürününü satabilmesi için iletişim kampanyasını bir fikir üzerine kurgulamak zorundasınız. Ve fikir çok önemsiz, çünkü eğer iyi içeriği üretip, doğru zamanda doğru kişilere gösteremezseniz hiçbir anlamı kalmıyor. Dolayısıyla burada da bir ikilem var.
Bu iki farklı konunun çarpışmasından Bedava Fikir konsepti ortaya çıktı. Farklı konseptlerin birbirleriyle olan gerilimlerinden çok güzel içerikler ortaya çıktığını düşünüyorum Bedava Fikir’in bir çok bölümünde de bunu yapmaya çalışıyorum. Örneğin bir bölümde Pink Floyd’un Brick In The Wall şarkısıyla, ekonomist Nassim Taleb’in meşhur Siyah Kuğu teorisini çarpıştırdım ve hiç tahmin etmediğim kadar farklı bir bölüm ortaya çıktı.

Bedava Fikir’i yapmaya başlamamdaki ana motivasyonlardan biri de merakım oldu. Çok küçük yaşlardan beri hep bir şeylere meraklıydım. Teknoloji bunlardan biriydi, hala da öyle. Dünya ve fizik kuralları bunlardan bir diğeri. İnsanları anlamaya çalışmak, kendimi anlamaya çalışmak vb. çok fazla konu var. Yıllar içerisinde fark ettim ki, benim öğrenmek istediğim çok şey var ama bunu disiplinli bir şekilde yapmıyorum, yapamıyorum. Bir çözüm de bulamadım uzun süre. Bir ara blog da yazdım ama doğru motivasyonu bulamadığım için sanırım devam etmedim. Podcast’lere çok merak sarmıştım ve onları dinlemekten çok keyif alıyordum. Hani böyle bir an gelir şimşekler çakar ya beyninde insanın. E ben neden podcast yapmıyorum ki dedim. Bana da disiplinli olarak bir şey öğrenmem için fırsat olur dedim. Belki tuhaf gelecek ama, Bedava Fikir benim hapishanem. Beni disiplinli olarak yeni bir şeyler öğrenmeye mecbur bırakıyor. Çünkü her Pazar o bölüm yayında olmak zorunda. 1 hafta yayınlayamasam da, diğer hafta için bahanem yok. Tek güzel yanı, her bölümü yayınladığım o an yaşadığım hazzı tarif edemem. Bedava Fikir’le biraz tuhaf bir ilişkim var yani gördüğün gibi 🙂
Şunu çok net söylemem lazım ki; Bedava Fikir’e başlarken hiçbir net hedefim yoktu. Kendi bildiklerimi daha derinlemesine araştırmak ve merak ettiklerimi öğrenmek için çok güzel bir fırsattı benim için. Hala da öyle. Bedava Fikir’i kaç kişi dinleyecek, insanlar beğenecek mi, bunları çok da düşünmeden balıkla atladım. Burada belki önemli bir nokta; etrafımdaki insanların özellikle bazı konularda benden fikir aldıklarını da gözlemliyordum. Ama sen, ben, hepimiz bazı konularda etrafımızdaki insanlardan daha bilgiliyiz, dolayısıyla bunu farklı bir durum olarak görmüyordum. Ta ki, podcast’e başlayana kadar.
Meğer, bazı konular karışık göründüğü için insanlar korkup o konuyu hiç araştırmıyorlarmış. Meğer diyorum çünkü bunu bana gelen mesajlarla anlamaya başladım. Şöyle mesajlar almaya başladım çünkü zaman içerisinde: “Aa bunun böyle olduğunu hiç bilmiyordum, ne kadar kolaymış aslında.” veya “Sizin podcast’i dinledikten sonra şunları şunları da araştırıp öğrendim, çok teşekkürler, bana bir kapı açtınız.”
Kapı açmak buradaki kilit söz. Çünkü ben genel olarak kimseye bir şey öğretemeyeceğime inanıyorum. Ben sadece bir kapı aralayabilirim. O kapıdan girmeye karar verecek olan kişi dinleyenin kendisi. Ben sadece yolu gösterebilirim.
Hakan Şık
O mesajları almak beni o kadar mutlu ediyor ki, anlatamam. Mesela şöyle yazanlar oldu:”Her bölümü dinlerken sayfalarca not alıyorum ve sonra tekrar üzerinden geçip, kendime dersler alıyorum.” Şu mesajı almanın güzelliğini tarif edemem.
Çünkü her bölüm için o konuyu bilsem de minimum 6-8 saat arası bir ön hazırlık yapıyorum. Sayfalarca not alıyorum, araştırıyorum, kaynakların doğruluğuna bakıyorum. Üzerine 1 saate yakın kayıt sürüyor. Sonra dinleyenlerin kulağını rahatsız edecek yerler var mı diye 2-3 saat arası bir düzenleme yapıyorum. E bunun Instagram, Twitter vb. sosyal medya hesaplarında duyurusu var, o duyuruların tasarımlarını yapmak var. Yani her bölüm benim en az 10-11 tam saatimi alıyor. Bu kadar emek verdiğim bir şeyde; biri gelmiş, değerli zamanını beni dinlemeye ayırmış. Yetmemiş, oturmuş almış kağıt kalemi notlar almış, üzerine de sonra çalışmış. Buna nasıl mutlu olmaz ki insan? Gerçekten ne kadar teşekkür etsem azdır.
Hiç hedefim yok demiştim ya. Bu noktada şunu söylemem gerekli, pazarlamacı olduğum için attığım hangi adımların Bedava Fikir’i hangi noktalara getirebileceğini az çok tahmin edebiliyordum. Bunu belirtmeden geçmek istemem. Ama Türkiye’nin İş Kategorisi’nde En Çok Dinlenen Podcast’leri arasında 2. sıraya kadar çıkacağını da tahmin edemezdim açıkçası. Geçtiğimiz günlerde de Azerbaycan’da İş Kategorisi’nde 1. sıraya çıktı. Bu gelişmeler ister istemez mutlu ediyor tabi sizi.
Bir de yanınıza aldığınız partnerleriniz kesinlikle çok değerli. Daha 2. veya 3. bölümü yeni paylaşmıştım sanırım, sevgili Podfresh Ailesi bu yolda birlikte ilerlemeyi teklif etti. Teklif ilk geldiğinde oldukça şaşırdım, nasıl bir potansiyel gördüler ki acaba demiştim. Onların da bu süreçte mutlaka çok desteği oldu. Hem motivasyon, hem teknik destek, hem de duyuru anlamında gerçekten çok yardımcı oldular. Bu anlamda da çok şanslıydım yani.
Buraya kadar okuduysan hem çok teşekkür, hem de tebrik ederim 🙂
Podcast yayını yapıyorsan, veya yapmayı düşünüyorsan birkaç ufak tüyo verebilirim belki.
- Gerçekten senin için önemli olduğunu düşün bir konu üzerinden şekillendir podcast’ini. Sadece popüler diye bir konseptin veya konunun peşinden gitme. Eninde sonunda motivasyonu kaybedeceksin çünkü o zaman. Ama gerçekten içinden gelen o konuyu bulup, 2 kişi bile dinlese devam edecek motivasyonu bulduğunda, muhtemelen başarı da gelecektir.
- Doğru partnerleri bulmak kıymetli. Sana hem teknik anlamda, hem de duyuru anlamında destek olabilecek birileriyle ilerlemek senin 1-0 önde başlamanı sağlayabilir.
- İlk başta ekipmanı kafana takma. En iyi mikrofonu almam lazım diye üzerinde baskı hissetme. Sadece bir yolunu bul ve elindeki imkanlarla başla. Akıllı telefon tamamen yeterli. Ama bir noktaya geldikten sonra da ekipmana para ayırmaya ve içerik kalitesini arttırmaya özen göster mutlaka. Ama öncelik başlamak. Yeter ki başla.
Yazan: Hakan Şık